Safra Taşları

Kolelitiazis, safra kesesi ve safra yollarında taş bulunmasıdır. 40 yaşın üzerindeki kadınların yüzde 20’si, erkeklerin yüzde 5’inde safra taşı vardır. Safra taşlarının ortalama yüzde 75’i kolesterol taşları, yüzde 25’i pigment taşlarıdır.

Asemptomatik Safra Taşları

Bazı özel durumlar hariç şikayeti olmayan (asemptomatik) hastalar için tedavi önerilmemektedir. Bu hastalarda taş 2 cm’den büyük ise daha sık akut kolesistit oluşturabileceğinden ve safra kesesi kalsiyumlu ise karsinom olasılığından dolayı safra kesesinin ameliyatla çıkarılma işlemi (kolesistektomi) yapılmalıdır.

Kronik Kolesistit (Bilier Kolik) 

Safra kesesinin en sık görülen hastalığıdır. Hastaların çoğu safra taşı ile ilişkilidir.

En karakteristik semptom, taşların safra yolunu tıkaması ile oluşan bilier koliktir. Karnın sağ üst kadranında hissedilir. Fakat zaman zaman üst karın duvarında, sol üst kadranda hatta prekardiyal bölgede de (kalbin bulunduğu bölge) hissedilebilir. Sırta ve sağ kürek kemiğine doğru yayılır. Genellikle yemeklerden sonra ortaya çıkar, atakların sıklığı değişkendir. Ağrı ile birlikte bulantı ve kusma görülebilir. İlk yapılacak tetkik ultrasonografidir (USG).

Olguların yüzde 20’sinde akut kolesistit gelişebilir. Taşların ana safra kanalına düşmesi sonucunda mekanik sarılık, pankreatit (pankreas iltihabı) oluşabilir. Safra kesesi karsinomu gelişmesine sebep olabilir.

Semptom olan hastalarda kolesistektomi endikasyonu vardır. Ameliyat sonrası semptomların devam etmesi haline post kolesistektomi sendromu denir.

Akut Kolesistit

Hastaların çoğunda safra kesesinde taş mevcuttur ve bu taşların safra kesesi kanalını tıkaması sonucunda akut kolesistit ortaya çıkar. Kalan vakalarda safra kesesinde taş olmaksızın akut kolesistit (akalkülöz kolesistit) gelişebilir. Akalkülöz kolesistit sistik arter tıkanmasına, primer bakteriyel enfeksiyona, septisemiye bağlı olabilir, kazazedelerde ve total parenteral beslenme alan hastalarda görülür. Safra kesesi ileri derecede gergin ve alevlidir. Bu tıkanma atakları hastaların yüzde 90’ında tıbbi tedavilerle veya kendiliğinden geçer.

İlk belirti sağ üst kadranda ağrı ve lokalize hassasiyettir, sağ kürek kemiği altına yayılabilir. Bulantı ve kusma eşlik eden bulgulardır. Vakaların yüzde 10’unda hafif sarılık gelişebilir. Ateş yükselmeleri görülür. Fizik muayenede sağ üst kadranda hassasiyet saptanır. Muayene sırasında hasta derin nefes alırken palpasyon (elle yapılan muayene) derinleştirildiği zaman ağrı hissederek nefesini tutar.  Buna Murphy belirtisi denir.

Lökositoz (akyuvar artışı) vardır.

Ultrason akut kolesistit tanısı koymak için en sık kullanılan görüntüleme yöntemidir. Antibiyotik tedavisi başlanır. Ameliyata engel bir durum yoksa beklemeden kolesistektomi yapılmalıdır.

Nadir Görülen Patolojiler

Amfizematöz Kolesistit: En sık Clostridium, daha az oranda anaerobik E.Coli’nin sebep olduğu bir durumdur.

Kolesterozis: Safra kesesinin submukozasında kolesterol kristalleri ve makrofajlar depolanmıştır.

Safra Taşı İleusu: Safra kesesi ile intestinal sistem arasında oluşan internal fistülden büyük taşların düşmesi ve barsak lümenini mekanik olarak tıkaması sonucu meydana gelir. Tıkanıklık en sık ileoçekal bileşkede olur.

Koledok Taşları ve Kolanjit

Safra kesesinde taş olan hastaların yüzde 10-15’inde koledokta da (öd kanalı) taş bulunur. Kolesistektomi ameliyatı planlanan bir hastada ameliyat öncesi ve ameliyat sırasında sonografi ve kolanjiyografi gibi tetkiklerle koledokta taş olup olmadığından emin olunmalı ve gerekli görülürse koledok eksplorasyonu yapılmalı.

En sık görülen semptom safra koliğidir. Sağ üst kadranda sırta ve skapula altına yayılan kolik ağrı olarak ortaya çıkar. Bulantı ve kusma eşlik edebilir. Kolanjit gelişirse safra koliği, titremeyle ateş yükselmesi ve sarılık görülür (Charcot triadı).

Ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi safra yolları taşlarında en sık kullanılan görüntüleme yöntemleridir. ERCP ana safra yolları taşlarının tespit ve tedavisi için kullanılabilecek bir yöntemdir.

Koledokolitiazis

Eğer akut kolanjit gelişmiş ise sistemik antibiyotikler verilmeli, semptomları gerilemeyen hastalara endoskopik sfinkterotomi veya cerrahi girişim yapılarak safra yollarındaki taşlar temizlenmelidir.