Postgastrektomi Sendromları

Mide ameliyatlarından sonra görülen komplikasyonlar ‘Postgastrektomi sendromları’ olarak bilinir.

Gastrektomiye ait komplikasyonlar erken ve geç komplikasyonlar olmak üzere iki grup altında incelenebilir (Tablo-1).

Kanama: Mide ameliyatlarından hemen sonra görülen kanamalar intraperitoneal veya intraluminal olabilir.

Duodenal güdük sızdırması: Billroth I ameliyatında gastroduodenostomiden, Billroth II ameliyatında duodenal güdükten olan sızıntılar en ciddi komplikasyonlardır.

Operasyonun amaçları:

  • Kaçağın tespiti ve kapatılması
  • Duodenal ve gastrik dekompresyon
  • Enteral beslenme için yol oluşturulması
  • Çevredeki alanın geniş drenajı

Bu komplikasyondan kaçınmanın en iyi yolu aşağıdaki prensiplere uymak.

  • Yüksek riskli hastalarda ve duodenal güdük kapanmasının zor ve şüpheli olduğu hastalarda distal gastrektomiden kaçın
  • Duodenal stump’ı uygun kartuşla kapa
  • Kesim yerinin ucunda elektrokoter’e veya zımbalara yakın yerleştirdiğin absorbabl süturlerle hemostazı sağla
  • Duodenumun kesik ucunu omentumla destekle (gerginlik olmasın, 2-3 absorbabl sütür ile)
  • 18 Fr Levin nazogastrik tüpü dekompresyon için afferent loop içine koy
  • Eğer duodenal güdük kapanması zor veya şüpheli görülüyorsa ayrı Jejunostomi yap.

Pankreatit: Gastrektomi sonrası görülme olasılığı yüzde 1-2’dir fakat ortaya çıktıktan sonra mortalite yüzde 30-50 arasındadır. Pankreasa direkt travma (pankreatik duktus zedelenmesi olsun veya olmasın penetre ülserin diseksiyonuna bağlı) olguların çoğunda nedendir.

Stomal obstrüksiyon: Görülme sıklığı yüzde 5’dir ve bunların 1/3’ü yeniden ameliyatı gerektirir.

Geç Komplikasyonlar

Dumping Sendromu

Erken (postprandial) dumping: Semptomlar genellikle yemek sırasında veya yemekten hemen (10 dakika sonra başlar, 40-60 dakika sonra yatışır) sonra sıklıkla hasta halen masada otururken başlar. Vazomotor semptomlar genellikle hakimdir ve bazen gastrointestinal semptomları devre dışı bırakabilir. Hastalar ani başlayan halsizlik, baygınlık ve baş dönmesinden yakınırlar ve yatma gereksinimi hissederler. Soğuk terleme ve çarpıntıdan yakınırlar. Aynı anda epigastriumda dolgunluk ve çalkantı hissi vardır.

Hastaların çoğunda semptomlar osmolaritesi yüksek karbonhidratlı gıdaların kısıtlanması, katı gıdaların alınması, yemek esnasında su içilmemesi, yemeklerden sonra 10-15 dakika sırt üstü yatmak ile, gerektiğinde sedatif, antikolinerjik ve somatastatin ile kontrol altına alınabilir (Tablo-2).

Dumpinge karşı diyetin ilkeleri

  • Yemek sırasında her türlü sıvı gıda ve sıvıdan kaçınılması
  • Şeker, reçel, pasta, turta, tart, akide şekeri gibi yoğun tatlılardan kaçınılması
  • Yemeklerin yavaş yenmesi
  • Günde altı öğün yenmesi
  • Karbonhidrattan zayıf, proteinden zengin beslenme
  • Dissakkaritler ve serbest şekerler yerine nişasta ve glikojen konulması
  • Konservatif yöntemlere cevap vermeyen vakalarda ameliyat endikasyonu vardır. Cerrahi tedavi hastaların % 1-5’inde ve şiddetli, tedaviye cevapsız ve 1-2 yıldan fazla süren hastalarda endikedir.

Uygulanan cerrahi yöntemler şunlardır:

  • Billroth II’nin I’e çevrilmesi
  • Antiperistaltik jejunal loop interpozisyonu
  • Roux-en-Y diversiyonu

Geç (Hipoglisemik) dumping: Geç veya hipoglisemik dumping daha seyrek görülür. Semptomlar yemekten 2-3 saat sonra başlar. Semptomlar erken dumping ile aynıdır ancak gastrointestinal semptomlar yoktur.

Önlenmesi ve tedavisi erken postprandial dumping sendromu ile aynıdır.

Afferent loop sendromu

Bu kronik sendrom afferent loopun stomada veya stomaya yakın mekanik parsiyel obstrüksiyonuna bağlıdır.

Uzun afferent loop

Eğer bir loop gastroenterostomisi ince bağırsağın çok distaline yapılmışsa bu malobsorosiyona neden olur; çünkü yemekler safra ve pankreatik sekresyon sahasından atlayıp geçeceklerdir.

Efferent ans sendromu

Götürücü jejunum ansının obsrüksiyonu anlamını taşır.

İnternal fıtıklaşma

İnternal herni tanısı loop gastrojejunustomi, Billroth II gastrektomi veya Roux en-Y gastrik rezeksiyon geçirmiş ve akut abdominal ağrısı olan her hastada kesinlikle göz önünde tutulmalıdır.

Jejunogastrik invajinasyon

Jejunogastrik invajinasyon; Billroth II gastrojejunostomi sonrası görülen nadir bir komplikasyondur.

Alkalen Reflü gastritis

Alkalen gastrit pilorun kesilmesi (piloroplasti), çıkarılması (gastrektomi) veya bypass edilmesi (gastroenterostomi) durumunda görülür.

Bu sendrom duodenal içeriğin (örn. safra, pankreatik sıvı) mideye reflüsü sonucu oluşmakta ve sonuçta mideden özofagusa kadar uzanan hiperemi ve erozyonlara neden olmaktadır.

Rekürren Peptik ülser /Marjinal Ülser

Bu ülserler vagotomi + piloroplasti veya proksimal gastrik vagotomi ameliyatından sonra yüzde 10, vagotomi + antrektomiden sonra yüzde 0.5-3, subtotal gastrektomiden sonra yüzde 5 ve yalnız gastroenterostomiden sonra yüzde 15-20’dir.

Gastrik ülser nedeniyle opere edilmiş hastalarda midede veya Billroth II sonrası jejenumda nüks görülebilir. Bu jejunal nüksler (anostomoza uzak) marjinal ülser olarak adlandırılır.

Semptomlar peptik ülser semptomları ile aynıdır.

Cerrahi seçenekler; ilk operasyondaki ülserin yerine ve fizyolojik değerlendirmeye bağlıdır. Helicobacter enfeksiyonu tedavi edilmeli, NSAID’lar çıkarılmalıdır. Kalmış antrum ve gastrinoma çıkarılmalıdır. Eksik vagatomili rekürren ülserli hastalara torakoskopik trunkal vagatomi uygulanmalıdır. Yüksek selektif vagotomi (HSV) sonrası rekürren duodenal ülserler; trunkal vagatomi ve drenajla tedavi edilmelidir. Pilorik kanal ülserine trunkal vagotomi ve antrektomi uygulanmalıdır. Marjinal ülserasyon gastrik re-rezeksiyon ve/veya revagatomi gerektirir. Rekürren gastrik ülsere re-rezeksiyon gerektirir. Reoperasyon hastaların % 70-94’ünde başarılıdır.

Gastrojejunokolik fistül

Genellikle rekürren ülsere bağlı gelişir.

Gastroparezi

Mide operasyonunu izleyen gastrik staz; gastrik motor fonksiyona bağlı problem veya obstrüksiyona bağlı olabilir.

Stump (Güdük) kanseri

Çok sayıda retrospektif çalışma mide rezeksiyonundan veya trunkal vagotomi + drenajdan sonra mide karsinoması riskinin arttığını göstermişlerdir. Gastrik güdük karsinoma insindansı yüzde 0.4-8.9 arasında değişir ve latent süre 10 ile 30 yıldır.

Nutrisyonel /Metabolik problemler

Kilo Kaybı

Mide ameliyatlarından sonra, yağ ve protein malabsorbsiyonu olmasına rağmen, postprandial semptomların korkusundan, gıda alımındaki azalma kilo kaybının ensık nedenidir.

Anemi

Megaloblastik anemi, demir eksikliği anemisi, kalsiyum eksikliği ve steatore gastrik rezeksiyon sonrası nadiren görülen en geç komplikasyonlardır.

Kemik hastalığı

Total ve polya tipi gastrektomi sonrası osteoporoz ve osteomalazi rapor edilmiştir.

Roux Sendromu

Gastrektomi sonrası inatçı dumping, ciddi alkalen reflü gastrit veya ozefajit ve afferent loop problemli hastalarda Roux rekonstriksiyonu göz önünde tutulmalıdır. Bununla birlikte Roux rekonstriksiyonunun iyi ve kötü yönleri değerlendirilmelidir;

Endikasyonlar

  • Alkalen reflü gastrit veya özofajit
  • Dumping sendromu
  • Afferent loop sendromu

Operasyon öncesi dikkat edilmesi gerekli hususlar

  • Gastrik kalıntı ne kadar büyük?
  • Katıların gastrik boşalması gecikiyor mu?
  • Vagatomi yapılmış mı?
  • Asit sekresyonu medikal olarak kontrol edilebiliyor mu?

Teknik olarak göz önüne alınacaklar.

  • %50’nin üzerinde gastrik kalıntı varsa roux rekonstriksiyon yapılmaz
  • Eğer operasyon öncesi gecikmiş katı boşalım veya marjinal ülser hikayesi varsa poşu küçült (25%)
  • Poş küçükse; hasta uyumluysa; diseksiyon tehlikeliyse; gastrik boşalım gecikmişse veya marjinal ülser hikayesi yoksa trunkal vagotomiden kaçın
  • Eğer gerekirse daha sonra torakoskopik vagotomi eklenebilir.

Postoperatif komplikasyonlar

  • Roux sendromu
  • Marjinal ülser

POSTVAGOTOMİ SENDROMLARI

Peptik ülser cerrahisi sonrası potansiyel komplikasyonlar çok sayıda olsa da; morbidite ve mortalite oranları düşüktür.

İntraoperatif komplikasyonlar

Vagotomiye ait intraoperatif komplikasyonların en sık görüleni belki de dalak travmasıdır. Görülme sıklığı yüzde 3’dür.

Şüphesiz en önemli komplikasyonlardan biri distal özofagusun yaralanmasıdır.

Erken postoperatif komplikasyonlar

Gastrik staz

Drenaj işlemi eklenmeden yapılacak vagotomiler gastrik staza neden olur.

Disfaji

Vagotomi sonrası erken dönemde görülebilecek diğer bir durum disfajidir. Etiyolojide vagotomi sırasında distal özofagusa yapılan travma sorumlu tutulur.

Geç postoperatif komplikasyonlar

Diare

Bu grup komplikasyonların en önemlisi diaredir. Diare insidansı trunkal vagotomi + drenaj işleminden sonra en fazladır (yüzde 2-40).

Etiyopatogenezi tam olarak açıklanamamıştır. İleri sürülen mekanizmalar şunlardır:

  • Bakteri çoğalması
  • Motilite değişikliği
  • İntestinal villuslarda azalma
  • Splanknik kan akımında azalma
  • Safra tuz malabsorbsiyonu ve fekal safra tuzu atılımında artma

Kolelitiazis

Bu oran trunkal vagotomiyi takiben 5-15 yıl izlenen hastalarda % 20 ye kadar bildirilmektedir.

Reflü Özofajit

Eğer vagotomi sırasında diafragmanın sağ krus lifleri zedelenirse distal özofageal sfinkter mekanizması bozulur ve bu durum duodenogastroözofageal reflü, ozofajit ve darlığa neden olabilir.