Obezite

Kısaca, vücutta sağlığı bozacak derecede aşırı yağ birikmesine obezite denir. Kişinin kilosunun, sağlığını bozacak kadar fazla olup olmadığını, yani obezite sınırları içerisinde yer alıp almadığını vücut kitle indeksi (VKİ) adını verdiğimiz hesaplama yöntemiyle anlayabiliriz. Vücut kitle indeksi, kişinin kilosunun, boyunun karesine bölünmesiyle elde edilir. Çıkan değer 30 ve üzerini gösteriyorsa obez, 40 ve üzerini gösteriyorsa morbid obez anlamına gelir. VKİ'nizi kolayca hesaplamak için Vücut Kitle İndeksi sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Vücut kitle indeksinizi hesaplamak için tıklayınız. 

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre son yüzyılda obez insan sayısı 2 kat artmış, 5 yaşından küçük çocuklarda dahi obezite sorunu görülmeye başlamıştır. Gelişmiş, gelişmekte olan ya da gelişmemiş ülke gibi sınıflara bakmaksızın tüm dünyanın sorunu haline gelmiştir. Tedavi edilmediği halde hayat kalitesini düşürmesinden daha da büyük tehlikelere yol açan obezite, insan ömrünü 10-15 yıl kısaltmaktadır.

Obezitenin Neden Olduğu Hastalıklar

Obezite, başlı başına bir hastalık olmakla beraber birçok ciddi hastalığın da nedenidir. Bazıları şunlardır:

  • Kalp hastalıkları
  • Tip 2 Diyabet
  • İnsülin direnci
  • Hipertansiyon
  • Koroner arter hastalığı
  • Uyku apnesi
  • Uykuda solunum durması
  • Hiperlipidemi – hipertrigliseridemi
  • Felç
  • Astım
  • Solunum güçlüğü
  • Metabolik sendrom
  • Ostreoartrit
  • Karaciğer yağlanması
  • Bel-boyun fıtıkları
  • Diz-kalça kireçlenmeleri
  • Kas-iskelet sistemi bozuklukları
  • Hamilelik komplikasyonları

Obezite Nedenleri

Obezitenin en önemli iki nedeni yüksek kalorili beslenip hareketsiz yaşamaktır. Özellikle şehir hayatının getirdiği hızlı yaşam, stres, fast food alışkanlığı, tembelleşme, yürümeme gibi olumsuzluklar obeziteye zemin oluşturmaktadır. Obezitenin nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

-Aşırı ve yüksek kalorili beslenme

-Egzersiz, spor ve fiziksel aktivite yapmama; hareketsiz yaşama

-Sürekli ve düşük enerjili yapılan diyetler

-Genetik, psikolojik ve çevresel etmenler

-Eğitim düzeyi

-Sosyal ve kültürel etmenler

-Yaş

-Cinsiyet

Obezite Tedavisi

Obezite tedavisinin en önemli aşaması obeziteden korunmaktır. Bu da tedavinin ilk aşamasını oluşturur. Korunma sürecini çocukluktan başlayan sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam alışkanlıkları oluşturur. Obezite tedavi yöntemlerini davranış değişiklikleri, diyet tedavisi, egzersiz tedavisi, ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi oluşturur.

Davranış Değişiklikleri

Obezitenin oluşmasında ve devam etmesinde yeme davranışlarının etkisi büyüktür. Kontrol edilemeyen kilo alımlarının yanında bir de sürekli yapılan ve olumsuz sonuçlanan diyet girişimleri yeme davranışının bozulmasına yol açar. Bu yüzden kişinin kendisini gözlemlemesi, sorunlu davranışları tetikleyen faktörlerden uzak tutması, öğün sırasındaki kötü alışkanlıkları bırakıp olumlu alışkanlıkları elde etmesi (lokma aldıktan sonra çatal-bıçağı masaya bırakmak, lokmaları iyice çiğnemek, yemeğin ortasında ara vermek gibi), davranışsal değişimlerini ödüllendirmesi gerekir. Bütün bunlar davranış değişikliği tedavisinin genelini oluşturur.

Diyet Tedavisi

Diyet tedavisindeki asıl amaç alınan kalori miktarını azaltmaktır. Her insanın yaşı, cinsiyeti, yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları metabolizma hızı farklı olacağı için farklı diyet yöntemleri uygulanabilir. Bu yüzden kişiler uzman bir diyetisyenden yardım alma konusunda çekinmemelidir. Diyetisyen ve hekim eşliğinde diyet tedavisini yürütmek daha faydalı olacaktır.

Egzersiz Tedavisi

Obezitenin ameliyatsız tedavi yöntemlerinden biri de egzersizdir. Aslında egzersiz yapmak, spor yapmak, hareketli yaşamak bir hayat tarzı haline getirilmelidir. Çünkü sadece obeziteden kurtulmak için değil sağlıklı yaşamak için de gereklidir. Egzersiz tedavisi diyetle beraber yürütüldüğünde daha faydalı olacaktır. Diyet programıyla egzersizler birbirine ve kişiye uyum göstermelidir.

İlaç Tedavisi

Diğer ameliyatsız yöntemlerden başarı alınamadığında ya da VKİ 30'un üzerinde olduğunda doktor denetiminde ilaç tedavisine başvurulabilir. Ayrıca VKİ 27'nin üzerinde olup kilodan dolayı uyku apnesi, diyabet, hipertansiyon vb. hastalıkların varlığında da ilaç tedavisi yapılabilir. Kilo vermede kullanılan ilaçların herhangi bir zararı yoktur, ancak uzun kullanıldığında birtakım yan etkilere yol açabilir. Bu yüzden kesinlikle doktor tavsiyesiyle ve gözetimi altında kullanılmalıdır.

Obezite Ameliyatı

Obezite ameliyatları vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olan veya 35’in üstünde olup ek hastalıkları olan kişilere yapılır. Ameliyatların amacı kilo vermek, ek hastalıkları iyileştirmek, vücut fonksiyonlarını normalleştirmek, tekrar kilo alımını engellemek ve yaşam kalitesini arttırmaktır. VKİ'ne göre obez olan, diğer kilo yöntemlerini denemesine rağmen başarılı olamayan, ameliyat olunmasına teşkil edecek bir durumu olmayan kişiler obezite cerrahisine başvurabilir. Obezite ameliyatları laparoskopik yöntemle yapılır. Laparoskopik cerrahi kapalı bir yöntemdir. Bu yüzden hastanın iyileşme ve tedaviye yanıt verme süresi çok kısadır; komplikasyon oranı düşüktür. Birkaç ameliyat yöntemi olmakla beraber bütün yöntemlerin amacı besinler aracılığı ile alınan enerjinin ve besinlerin sindirim sistemindeki emilimini azaltmaktır.

Gastrik Bypass

Gastrik bypass mide hacminin küçültülmesi ve emilimin kısıtlanması için yapılır. Daha çok morbid obezite hastalarına uygulanır. Tüp mide ameliyatından sonra en sık uygulanan yöntem olduğunu söyleyebiliriz. Laparoskopik (kapalı) yöntem kullanılır. Ameliyatın ilk aşamasında midenin girişinde 30 ml hacminde küçük bir mide tüpü oluşturulur ve kalan büyük mide tamamen ayrılır. İkinci aşamada ise küçük mide tüpüne ince bağırsak ile bağlantı yapılır. Bağlantı aracılığıyla besinler büyük mideyi bypass eder ve ince bağırsağa geçiş yaparak çalışır. Bu sayede tüketilen gıda miktarı kısıtlanır. Açlık hissi azalır ve hasta daha az yer. Kan şekeri düzgün seyreder. Fazla kilolarının yüzde 60 ila 80 oranlarında kaybolması beklenir.

Tüp Mide

Tüp mide ameliyatı günümüzde en çok uygulanan cerrahi yöntemdir. Bu ameliyatta midenin yüzde 80’lik dilimini oluşturan fundus bölümü çıkarılır. Fundus bölümü açlık hormonunun salgılandığı yerdir. Böylelikle açlık hormonunda azalma olur ve kişi kendini tok hisseder. Önemli ölçüde kilo kaybı sağlanır. Tüp mide ameliyatı; ameliyat sonrası komplikasyon azlığı ve gereksinim halinde malabsorbtif cerrahiye dönüştürülebilmesi nedeniyle daha çok tercih edilir. Daha fazla bilgi için Tüp Mide yazımızı okuyabilirsiniz. ---

Biliopankreatik Diversiyon (BPD)

Biliyopankreatik diversiyon (scopinaro prosedürü) ameliyatı klinik, malign ve morbid obezitenin tedavisinde kullanılan kısıtlayıcı ve amilim azaltıcı bir yöntemdir. Midenin yaklaşık 2/3’lük alt yarısı çıkarılarak 150 – 250 ml hacminde mide bırakılır. Laparoskopik yöntemle yapılır. Besinlerin emilimini azaltır. Emilimi azaltıcı ya da bozucu özelliğinden dolayı uzun süreli doktor takibi ve vitamin desteği gerekir. Biliopankreatik diversiyon süper morbid obezitede fazlasıyla avantajlı olmakla birlikte hem kilo vermede faydalı hem de kiloyla birlikte gelişen hastalıkların seyrini düzeltmede oldukça etkilidir.

Duodenal Switch

Duodenal Switch en geniş kapsamlı kilo verme yöntemidir. Şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kolestrol gibi tablolarda en etkin yöntemdir. Biliopankreatik diversiyondan farklı olarak bu ameliyatta tüp mide yapılır. Duodenal switch’te midenin açlık hormonu üreten bölümü alınır ve açlık hissi azaltılarak kilo verilmesi hedeflenir. Ancak ömür boyu özel diyet yapmak ve vitamin-mineral desteği almak gerekir.

SADI-S

SADI-S için biliopankreatik diversiyon ameliyatının ya da duodenal switch ameliyatının bütünleştirilmiş şekli diyebiliriz. Genellikle hipertansiyon, şeker ve kolestrol gibi metabolik hastalıkları olanlara ve tüp mide ameliyatı sonrasında istenilen oranda kilo kaybı yaşayamayan kişilere uygulanır. İşlem sonrasında hastalar hayat boyu vitamin ve mineral takviyesi almak zorunda kalabilir.

Tip 2 Diyabet Ameliyatı (Transit Bipartitisyon)

Tip 2 diyabet hastaları bugüne kadar ağızdan alınan ilaçlarla ya da insülin kullanarak bu hastalığı kontrol etmeye çalışıyordu. Son yıllarda “Tip 2 diyabet hastalığı ameliyat ile tedavi edilir mi? düşüncesi etrafında birtakım çalışmalar yapılmaya başlandı. Şişmanlık ameliyatı olan hastaların şekerinin düzeldiği görülerek bu konu üzerinde yoğunlaşıldı. Ve ortaya transit bipartitisyon ameliyatı çıktı. Tip 2 diyabet ameliyatında, önce tüp mide ameliyatı ile açlık hormonunu ortadan kaldırılır. Daha sonra aynı seans içinde ince bağırsak ile kalın bağırsak birleşim yerinden geriye doğru 100 cm bağırsak ölçülür ve burası işaretlenir. Buradan itibaren de 150 cm bağırsak sayılır ve toplamda 250. cm’den ince bağırsak ikiye ayrılır. Alt ince bağırsak ucu mide çıkış bölümüne birleştirilir. Üst bağırsak ucu ise ilk işaretlenen 100. cm bağırsak bölümüne birleştirilerek ameliyat sonlandırılır. Daha fazla bilgi için Tip 2 Diyabet yazımızı okuyabilirsiniz. 

Vücut kitle indeksinizi hesaplamak için tıklayınız.